GÖĞÜS HASTALIKLARI

Göğüs ağrısı, olası bir kalp krizinin göstergesidir, ancak başka bir durumun veya sorunun belirtisi de olabilir. Bununla birlikte göğüs ağrısı şikâyeti varlığında öncelikle mutlaka kalp sorunları ekarte edilmelidir. Göğüs ağrısının diğer nedenleri arasında akciğer sorunları, hazımsızlık, reflü, kas gerginliği, göğüs kemiğine yakın kaburga eklemlerinde iltihaplanma sayılabilir.

Birçok farklı problem göğüs ağrısına neden olabilir. Hayatı tehdit edici önemli nedenler kalp veya akciğerler sorunlarını içerir. Göğüs ağrısı ciddi bir sağlık sorununu göstere bildiğinden acil tıbbi yardım almak çok önemlidir. Göğüs ağrısı, insanların acil servise gitmesinin en yaygın nedenlerinden birisidir.

Göğüs ağrısı neden olur? 

Göğüs ağrısı olduğunda genellikle kişinin ilk düşüncesi kalp krizi geçirdiğidir. Göğüs ağrısı kalp krizinin önemli bir belirtisi olsa da, nispeten daha az ciddi olan durumlardan da kaynaklanabilir. Acil servise göğüs ağrısı nedeniyle yapılan ziyaretlerin yaklaşık %13’ü kalp ile ilgili ciddi bir sorun nedeniyledir.

Göğüs ağrısının kalp ile ilgili nedenleri 

Göğüs ağrısının kalple ilişkili nedenleri arasında şunlar vardır:

  • Kalp Krizi ;
    Kalp krizi, genellikle bir kan pıhtısının kalp kasını besleyen damarları tıkanması neticesinde gelir.
  • Anjina. Anjina, kalbi besleyen damarların kısmi tıkanıklığı sebebiyle kan akışının zayıflamasının neden olduğu göğüs ağrısı için kullanılan bir terimdir. Bu durum genellikle kalp kaslarına kan taşıyan atardamarların iç duvarlarında aterosklerotik plakların birikmesinden kaynaklanır. Bu plaklar damarları daraltarak özellikle efor sırasında kalbin oksijenlenmesini sınırlar.
  • Aort diseksiyonu. Aort diseksiyonu hayatı tehdit eden bu durumdur. Kalpten çıkan ve aort adı verilen ana atardamarın yırtılmasıdır ve ani gelişen şiddetli göğüs ağrısı ile kendini belli eder.
  • Perikardit. Perikardit, perikard olarak isimlendirilen ve kalbi çevreleyen zarın iltihaplanmasıdır.  Perikardit, genellikle nefes almakla ya da uzanmakla keskinleşen göğüs ağrısına neden olur.
  • Miyokardit. Kalp kasında iltihaplanma olmasıdır.

Göğüs ağrısının akciğer kaynaklı nedenleri 

Aşağıda belirtilenler gibi birçok akciğer hastalığı göğüs ağrısına neden olabilir:

  • PA; Pulmoner Emboli
    Akciğer atardamarlarında sıklıkla kan pıhtısının neden olduğu ani tıkanıklıktır. Bu durum akciğer dokusununun beslenmesinde bozulma ile sonuçlanır ve acil tedavi gerektirir. Ani gelişen nefes darlığı ve göğüs ağrısı karakteristiktir.
  • Akciğer zarı iltihabı. Plörezi adı verilen ve akciğerleri örten zarın iltihaplanması durumunda nefes alıp vermekle ve öksürmekle artan göğüs ağrısı görülür. 
  • Pnömotoraks. Akciğerlerdeki havanın dışarıya sızarak göğüs boşluğunda birikmesi sonucunda akciğerlerde sönme meydana gelmesidir. Göğüs ağrısı tipik olarak aniden başlar ve saatlerce sürebilir ve genellikle nefes darlığı ile birliktedir.
  • Pulmoner hipertansiyon. Pulmoner hipertansiyon, akciğerlere kan taşıyan ve pulmoner arter adı verilen atardamarlardaki kan basıncının yüksek olmasıdır. Bu durum göğüs ağrısına sebep olabilir.
  • Pnçmoni ; Akciğerlerin iltihaplanmasıdır ve göğüs ağrısına neden olabilir.
  • Bronkospazm. Hava yollarının genellikle astım ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı  (KOAH) nedeniyle daralmasıdır. Nefes darlığının yanında göğüs ağrısı görülebilir.

Göğüs ağrısının sindirim ile ilgili nedenleri 

Göğüs ağrıları, aşağıdakileri içeren sindirim sistemi rahatsızlıklarından kaynaklanabilir:

  • Reflü; Mide içeriğinin yerçekimine ters yönde hareket ederek yemek borusuna geri kaçmasına reflü denir. Reflü, göğüs kemiğinin arkasında yanma hissiyle karışık göğüs ağrısına neden olur. Sıklıkla göğüs ağrısına eşlik eden ağza acı su gelmesi şikâyeti de vardır.
  • Yemek borusu problemleri. Yemek borusu rahatsızlıkları yutmayı zorlaştırabilir ve göğüs ağrısına neden olabilir.
  • Safra kesesi problemleri. Safra kesesi taşları ya da iltihabı göğüse yansıyan karın ağrısına neden olabilir.
  • Pankreas iltihabı. Pankreatit olarak isimlendirilen pankreas iltihabında göğüs ağrısı şikâyeti görülebilir.

Göğüs ağrısının kas ve kemik kaynaklı nedenleri 

Göğüs ağrısı, göğüs duvarını oluşturan kas ve kemik yapıları etkileyen travma ve diğer problemler nedeniyle gelişebilir. Bu problemlerden bazıları şunları içerir:

  • Kostokondrit. Kaburgaları göğüs kemiğine bağlayan kıkırdak yapının iltihaplanmasına kostokondrit denir. Kıkırdak yapıdaki bu iltihabi durum göğüs ağrısına neden olur.
  • Kas ​ağrıları. Fibromiyalji gibi kronik ağrı sendromları göğüs kaslarında sık tekrarlayan ağrılara neden olabilir. Tamamlayıcı Tıp çok iyi cevap verir.
  • Kaburgalarda yaralanma. Çatlamış veya kırık bir kaburga göğüs ağrısına neden olabilir.

Göğüs ağrısının diğer nedenleri 

Göğüs ağrısının diğer bazı nedenleri şunlardır:

  • Panik Atak ; Göğüs ağrısı, hızlı kalp atışı, hızlı nefes alma, yoğun terleme, nefes darlığı, bulantı, baş dönmesi ve ölüm korkusu gibi belirtilere neden olur.
  • Zona; Su çiçeği virüsünün yeniden aktif hale geçmesi sonucu ortaya çıkan zona, sırttan göğüs duvarınıza kadar kabarcıklı döküntülere neden olabilir. Zonanın belirtilerinden birisi de göğüs ağrısı olabilir.

Göğüs ağrısı belirtileri nelerdir? 

Göğüs ağrısı, neyin tetiklediğine bağlı olarak birçok farklı belirtiyle birlikte olabilir. Kalp rahatsızlıklarında sıklıkla göğüs ağrısı görülmesine rağmen kalp hastalığı olan birçok kişi tam olarak ağrı şeklinde tanımlanmayan belirsiz bir rahatsızlık hissi yaşadıklarını söyler. Genel olarak, kalp krizi veya başka bir kalp problemine bağlı gelişen göğüs rahatsızlığı, aşağıdaki özelliklere sahip olabilir:

  • Göğüste basınç, dolgunluk, yanma veya gerginlik
  • Sırt, boyun, çene, omuz ve bir veya iki kola yayılan ezici veya yakıcı özellikte ağrı
  • Birkaç dakikadan uzun süren, aktivite ile kötüleşen, gelip giden ve yoğunluğu değişen ağrı

Kalp sorunlarına bağlı gelişen göğüs ağrısına eşlik eden belirtiler şunları içerebilir:

  • Nefes darlığı
  • Soğuk terleme
  • Baş dönmesi
  • Zayıflık
  • Yorgunluk
  • Mide Bulantısı ve kusma

Göğüs ağrısının kalp ile ilişkili olmadığını gösteren belirtiler arasında şunlar vardır:

  • Ağza ekşi su veya asitli bir tat gelmesi
  • Sadece yemek yedikten sonra ortaya çıkan ağrı
  • Yutma güçlüğü
  • Vücut konumuna bağlı olarak ağrı şiddetinde değişiklik
  • Derin nefes alırken veya öksürürken artan ağrı
  • Cilt döküntüleri
  • Ateş
  • Titreme
  • Şiddetli öksürük
  • Panik veya endişe duyguları
  • Hızlı nefes alıp verme

Göğüs ağrısı sebepleri nasıl teşhis edilir? 

Teşhis için anahtar hastanın tıbbi öyküsüdür. Ağrının doğası hakkında bilgi sahibi olmak doktora neyin dışlanması gerektiği ve neyin daha olası olduğu konusunda fikir verir. Ağrının niteliğini, şiddetini, ilişkili belirtileri ile hastada bulunan risk faktörlerini anlamak potansiyel nedenin olasılığını değerlendirmede ve hangi teşhislerin dikkate alınması gerektiği konusunda yol gösterir. Tanı koyabilmek için doktorun ağrı tipini ve kişinin ne kadar acı yaşadığını bilmesi gerekir. Bu amaçla hastalara sorulabilecek sorular şunları içerir.

  • Ağrı ne zaman başladı?
  • Ağrının şekli nasıldı?
  • Ne kadar sürdü?
  • Gelip gidiyor mu?
  • Ağrıyı azaltan ya da artıran faktörler var mı?
  • Vücudun başka bölgelerine yayılıyor mu?
  • Ağrıdan önce herhangi bir hastalık geçirdiniz mi?
  • Herhangi bir travma yaşadınız mı?
  • Geçmişte benzer göğüs ağrısı yaşadınız mı?
  • Eşlik eden başka belirtiler var mı?

Göğüs ağrısı her zaman kalp krizine işaret etmez. Ancak hasta acil servise başvurduğunda doktorlar ilk olarak kalp krizi üzerinde dururlar. Çünkü potansiyel olarak yaşam için en acil tehdit budur.  Ayrıca pnömotoraks veya akciğer embolisi gibi hayatı tehdit edici akciğer koşulları da kontrol edilir. Göğüs ağrısı varlığında yapılan ilk testlerden bazıları şunlardır:

  • Elektrokardiyogram (EKG). Bu test, göğüs cildine takılan elektrotlar yoluyla kalbin elektriksel aktivitesini kaydeder. Hasarlı kalp kası sıklıkla elektriksel uyarım yapmadığından, EKG ile kalp krizi tespiti yapılabilir.
  • Kan testleri. Kalp kasında bulunan belirli protein veya enzimlerin kandaki seviyelerini kontrol etmek için kan testleri istenir. Kalp krizinden kalp hücrelerinin zarar görmesi, bu protein veya enzimlerin, saatler boyunca kana sızması ile sonuçlanır.
  • Akciğer grafisi. Akciğer grafisi ile akciğerlerin durumu, kalp ve büyük kan damarlarının büyüklüğü ve şekli kontrol edilir. Ayrıca zatürree veya pnömoni gibi akciğer problemleri de saptanabilir.
  • Bilgisayarlı tomografi (BT). BT taramaları ile pulmoner emboli ve aort diseksiyonu teşhis edilebilir.

 Categories: GÖĞÜS HASTALIKLARI GENEL BİLGİ

GÖĞÜS HASTALIKLARI

Uzm. Dr. Pınar KOÇYİĞİT  19 Şubat 2012 Edit

Göğüs hastalıkları bölümü, akciğer ve solunum sisteminde oluşan hastalıkların tanı ve tedavisi ile ilgilenen ana bilim dalıdır.

Astım, alerjik hastalıklar, bronşit, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, zatürre, tüberküloz, akciğer embolisi, kronik öksürük, akciğer kanseri, uyku sırasında oluşan solunum bozuklukları, sigara bağımlılığına bağlı olarak gelişen hastalıklar gibi pek çok rahatsızlık ile ilgilenen bölüm hekimleri, multidisipliner yaklaşım ile çalışarak, tedavi düzenler.

Tanı ve tedavi için gerekli olduğunda, ileri radyolojik görüntüleme tetkikleri, laboratuvar testleri, solunum fonksiyon laboratuvarında yapılan zorlu vital kapasite testi, difüzyon testi gibi pek çok farklı teknik kullanılır. Göğüs hastalıkları ile ilgili hastalıkların tanı ve tedavisini yapan uzman hekimler, sigara bağımlılığı, sigaraya bağlı hastalıklar ve sigara bırakma yöntemleri hakkında da hastalarına yardımcı olur. Gelişen teknoloji ve tıp bilimi ışığında, akciğer hastalıklarına ait tanı, tedavi ve takibini yapan göğüs hastalıkları bölümü hekimleri, 6 yıllık tıp fakültesi eğitiminin ardından 4 yıl da göğüs hastalıkları bölümü için uzmanlık eğitimi alır. Göğüs hastalıkları uzmanları, alerjik etkenlere bağlı olarak gelişen rahatsızlıklar, akciğer kanseri ve uykuda gelişen solunum problemleri gibi pek çok hastalığın tanı ve tedavisinde multidisipliner yaklaşım sergileyerek, hastalıkların tanı ve tedavisini yapar. Ayrıca bölüm hekimleri, yapılan testlere ilişkin rapor düzenler ve gerektiğinde hasta ve hasta yakınlarına taburculuk sonrasında yapılması gerekenler ile ilgili olarak bilgi ve eğitim verir.

Göğüs Hastalıkları Bölümünde Hangi Hastalıkların Tanı ve Tedavisi Yapılır?

Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, solunuma ve akciğere bağlı olarak gelişen hastalıkların tanı ve tedavisi ile ilgilenir. Hastalar, bölümün uzman hekimleri tarafından gerektiğinde ayaktan takip ile ya da yatarak tedavi edilir. Göğüs hastalıkları arasında yer alan solunum sistemi sorunlarının tanısı için, laboratuvar ve radyolojik tetkiklerden yararlanan hekimler, bölüm laboratuvarları arasında yer alan solunum fonksiyon laboratuvarında, ağız içi basınç ölçümleri, akciğer volüm testleri, difüzyon testi, reversibilite testi, yavaş vital kapasite testi ve zorlu vital kapasite testi gibi pek çok tanı amaçlı girişimlerde bulunur. Alerjik nedenlerden oluşan rahatsızlıklarda cilt testi uygulaması gibi yöntemler için diğer bölüm hekimleri ile koordineli olarak çalışır. Solunuma bağlı olarak gelişen uyku bozukluklarının tanı ve tedavisi için uyku laboratuvarı ve ayrıca ileri görüntüleme hizmetlerinin verildiğibronkoskopi ünitesinde de göğüs hastalıkları uzman hekimleri, hastalıkların tanı ve tedavisi ile ilgilenir.

Göğüs Hastalıkları Nelerdir?

Branş dahilinde yer alan tüm akciğer hastalıklarının tetkik, takip ve tedavisi, göğüs hastalıkları bölümü hekimlerince yapılır. Kişiyi günlük aktiviteleri yapmaktan alıkoyan, yaşam kalitesini düşüren, rahatsızlık veren, solunum sisteminde ve akciğerde oluşan pek çok hastalık bulunur. Öksürük, göğüs, sırt ve omuzda oluşan ağrılar, hırıltılı solunum, balgam, horlama, öksürük ile birlikte görülen kan, hâlsizlik, sadece geceleri görülen terlemeler, ateş, iştahsızlık ve kilo kaybı gibi pek çok şikayete yol açan hastalıklar, göğüs hastalıkları bölümü tarafınca takip ve tedavi edilir. Bu hastalıklardan bazıları şöyledir:

  • Akciğer Embolisi
  • Akciğer kanseri
  • Alerjik akciğer hastalıkları
  • Kronik öksürük
  • Obstrüktif akciğer hastalıkları olarak bilinen Astım, Bronşektazi ve KOAH
  • Halk arasında akciğer zarında sıvı birikmesi olarak bilinen Plörezi
  • Pnomotoraks ya da diğer bir deyişle akciğerin sönmesi
  •  Zatürre olarak bildiğimiz Pnömoni
  • Sebebi henüz bilinmeyen, akciğer tutulumuna neden olan ve tedavi edilebilen bir tür hastalık olan; Sarkoidoz
  • Sigara bağımlılığı, bırakma yöntemleri ve sigaraya bağlı olarak gelişen hastalıklar

Hastalık özelinde, hekim öncelikle hastanın kapsamlı öyküsünü dinler. Fizik muayenenin ardından gerekli gördüğünde radyolojik görüntüleme yöntemlerine ve laboratuvar testlerine başvurulabilir. Aynı şekilde hastanın durumuna, öyküsüne ve muayenesine bağlı olarak solunum fonksiyon laboratuvarında ek testler yapılabilir. Göğüs hastalıkları uzmanı, hastalığın tanısını koyduktan sonra uygun tedavi yöntemini belirler ve hastanın mevcut durumuna bağlı olarak ayaktan takip ya da yatarak tedavi eder.

Solunum Fonksiyon Testleri Nelerdir?

  • Yavaş Vital Kapasite Testi: Spirometre cihazı ile akciğer kapasitesinin belirlenmesinde kullanılan bir test yöntemidir. Bu test sırasında hasta, ağız ve burnunu kapatacak şekilde takılan maskenin içinde derin nefes alır ve ardından bırakır. İnspirasyon olarak bilinen nefes alma işlemi sonrasında yavaş bir ekspiryum, yani nefes verme işlemi yapılması sonucu, cihaz dışarı atılan gaz miktarını ölçümler. Sakin bir solunum sırasında akciğerlere giren ve çıkan hava miktarı belirlenir.
  • Zorlu Vital Kapasite Testi: Derin bir nefes alma işleminden sonra hızlı ve güçlü bir şekilde nefesin verilmesiyle ölçülen hava hacmidir. Sağlıklı kişiler, akciğer kapasitelerinde bulunan havanın %80’ini 6 saniye ve daha kısa bir sürede boşaltır. Bazı hastalıklara bağlı olarak bu süre çok daha fazla uzayabilir. Spirometre cihazı ile yapılan bu test aracılığıyla akciğerlerde ve solunum sisteminde var olan obstrüksiyon, yani tıkanma ya da solunuma engel olan durum hakkında bilgi sahibi olunur.
  • Difüzyon Testi: Akciğerlere alınan ve verilen hava miktarı ile akciğer yüzey alanının belirlendiği bu testte, hastaya helyum içerikli bir gaz karışımı maske aracılığıyla verilir. Hastanın bu gazı içine çektikten sonra 10 saniye süreyle içinde tutması istenir. Sürenin sonunda havanın dışarı verilmesi istenir. Böylece akciğerlere alınan ve verilen gaz miktarı, cihaz tarafından karşılaştırılır ve kaybolan gaz miktarı hesaplanır.
  • Reversibilite Testi: Bronkodilatasyon testi olarak da bilinen bu test öncesinde, hastanın düzenli olarak kullandığı ilaçlar hekim tarafından sorgulanır. Hastanın cihaza bağlı maske içinde normal bir şekilde nefes alıp vermesi istenir. Daha sonra nefes açıcı etkili bir fısfıs yapılır ve test aynı şekilde tekrar edilir. Solunumu tıkayıcı ya da solunum kapasitesini düşüren etkenler gözlenir.

Solunum ile ilgili şikayeti olan hastalara öykü ve muayene sonrasında ilk olarak uygulanan solunum fonksiyon testleri, fonksiyon bozukluklarını ve bu bozuklukların derecesini saptamada kullanılır. Pek çok farklı solunum fonksiyon testi yöntemi, ayırıcı tanı ve hastalığın seyrinin takibinde uygulanır.

Solunum Fonksiyon Testleri Kime Yapılır?

Solunum fonksiyon testleri, halk sağlığını ilgilendiren hava kirliliği ve sigara kullanımı gibi epidemiyolojik araştırmaların yanı sıra aşağıda belirtilen durumlarda da sıklıkla uygulanan bir yöntemdir:

  • Açıklanamayan nefes darlığı problemi varlığında
  • Nefes darlığına sebep olan durumun, kalbe mi yoksa akciğere mi bağlı olduğunun anlaşılması gerektiğinde
  • Yoğun bakım ünitesinde yatan hastaların takibinde
  • Hava yolunda var olan obstrüksiyonun saptanmasında
  • Egzersiz sırasında gelişen durumların belirlenmesinde
  • Tedaviye verilen yanıtın izlenmesinde
  • Ameliyat öncesi risk faktörlerinin değerlendirilmesinde
  • Nefes alıp vermeyi zorlaştıran hastalığın tanısının netleştirilmesinde

Bronkoskopi Ünitesi ve Uyku Laboratuvarı

Ucunda ışık kaynağı ve optik görüntüleme cihazı bulunan bronkoskopi cihazı ile solunum yolları detaylı ve direkt olarak incelenebilir. Bu ünitede yer alan bronkoskopi cihazı ile çoğunlukla kanlı balgam çıkaran, balgamında tümör hücresi bulunan, akciğer grafisi ya da tomografisinde anormallik bulunan, kanser şüphesi olan, nedeni henüz saptanamamış öksürük şikayeti olan ve nefes borusuna yabancı cisim kaçan hastaların görsel olarak incelenmesi yapılır. Uyku laboratuvarında ise horlama, uykuda nefesin kesilmesi ve Uyku Apnesi gibi şikayetlerin sebebi araştırılır. Hastaların bir gece süreyle, özel olarak hazırlamış uyku odasında uyuması ve bu süre zarfında, kamera ve bilgisayara bağlı elektrotlar aracılığıyla sürekli olarak hastaya ait verilerin kaydedilmesi sonucu elde edilen bilgiler ışığında hastanın değerlendirilmesi yapılır.